Blog Detayları

Bir bilgisayar mühendisi olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Savunma sistemleri, yazılım dünyasının en sağlam ve en sıkı korunan yapıları arasındadır. Dışarıdan bakan bizler için bile çoğu zaman katman katman şifreleme ve karmaşık mimariyle adeta aşılmaz görünürler. Peki asıl soru şu: Gerçekten yenilmezler mi?

Temelden başlayalım: Parolalar. Teknik olarak parola; harf, rakam ve sembollerden oluşan bir bileşimdir. "A, B, C, D, E, 0, 1, 2, 3, 4, 5, *, ?, !, #, %, &" gibi bir karakter kümesinden 3 karakterlik bir parola seçtiğimizi düşünün. 17 × 17 × 17 olasılık çıkar. Bu basit örnek, parolanın gücünü uzunluk ve karakter çeşitliliğinin belirlediğini gösterir.

Askeri düzey savunma teknolojileri gibi karmaşık yapılarda bu değişkenler olağanüstü ölçüde büyür. Karakter kümesi yüzlerce öğeyi içerebilir, parolalar yüzlerce hatta milyonlarca karakter olabilir. Bu karmaşıklık, güvenliğin temel parçalarından biridir.

Bugün hâlâ klasik kriptografik yöntemler kullanılır—en eskilerden Sezar şifrelemesi dâhil. Alfabedeki harfleri sabit bir kaydırma ile değiştiren bu yöntem, günümüz için ilkel görünse de şifrelemenin evrildiğini hatırlatır; savunma katmanlarımız da evrilmelidir.

Peki yapay zekâyı bu denkleme kattığımızda ne olur?

Sonuçları neredeyse kusursuz tahmin edebilen ya da milyonlarca simülasyonu yorulmadan çalıştırabilen sistemler düşünün. YZ’nin güç verdiği tam da budur. Hesaplama ve örüntü tanıma gücüyle insan sınırlarını aşan araçlar geliştiriyoruz.

Bir benzetme: Hapishaneler ortalama insanı içeride tutmak için tasarlanır—beş metre duvarlar, demir parmaklıklar, gözetim. Yazılım sistemleri de ortalama tehdit aktörüne göre tasarlanır. Peki biri on metre zıplayabilirse? Ya da normalde kimsenin sığamayacağı boşluklardan süzülürse? Sistem bir anda etkisizleşir.

Savunma yazılımları için de aynı durum geçerli. Dijital dünyada bize—veya başkalarına—insanüstü kabiliyetler sunan YZ dönemine hızla yaklaşıyoruz.

Burada kritik bir denge var: YZ karmaşık savunma sistemlerini alt edebilir, atlatabilir ya da sızabilirse güç dengesi değişir. Savunma mekanizmaları kendi aleyhine çevrilebiliyorsa hiçbir ülke gerçek güçten söz edemez. En gelişmiş YZ'yi kontrol eden, dünyanın en büyük ordusundan daha etkili olabilir.

Gelecek on metrelik sıçramalar getirmeyebilir; ama bilişsel erişimimizi katlayan YZ sistemlerini getirecek. O gün geldiğinde “aşılamaz yazılım duvarları” fikri geçmişin tesellisinden ibaret kalabilir.

Yorum Yapın

Yorumunuz gönderildi. Teşekkürler!
Yorum gönderilirken bir hata oluştu. Lütfen tekrar deneyin.

Yorumlar