Arkadaşlarımla konuşurken konunun ister istemez buraya geldiğini fark ettim. Aslında yapay zekanın kullanım alanları ve gelişme kabiliyetleri yanında, hayatımıza getireceği değişikliklerin yalnızca bir tanesi olmasına rağmen, bu soru sohbetlerde veya başkalarını dinlerken en çok karşılaştığım konu.
Bu mesele, hızlı bir şekilde hype’a girmiş bir konu. Ben ise ChatGPT ortalarda yokken yapay zeka mühendisliğine uluslararası projelerle başlamış biri olarak, bugünün abartılarına veya yermelerine takılmadan, o günkü vizyonumla ilerlemeye çalışıyorum. Bazen zor olabiliyor ama sorulara böyle yaklaşırım.
Ana tekniğim şu: “Bu işin ekonomisi ve tekniği neye müsaade ediyor?”
Belki de bu, mühendislik vasfımdan kaynaklanan bir “meslek hastalığı”.
Herhangi bir iş için önce kafamda şu iki soru dönmeye başlar:
- Uygulanabilir mi? (Break even point dediğim kritik değerlendirme de burada)
- Maliyeti nedir?
Bu konuya da herkesten farklı yaklaşayım dedim.
Yapay zekanın senin işini elinden alıp almayacağını, “Uygulanabilir mi?” ve “Maliyeti nedir?” sorularını sorarak bulabilirsin.
Güvende Olma İhtimalin Yüksek:
- İşin çok fazla bilek gücü değil, hareket gerektiriyorsa
- Ciddi bir temsil (yüz yüze iletişim, temsil görevi vb.) gerektiriyorsa
- İşverene maliyetin düşükse
- İşin çokça denetime ihtiyaç duyuyorsa
Riskin Yüksek:
- İşinin çoğunluğu oturmak ve beyin mesaisi gerektiriyorsa ve o işte üst seviye değilsen veya yeniysen
- İşverene maliyetin (maaş, sosyal haklar, güvenlik, yemek, ulaşım, vize, eğitim vb.) yüksekse
Maliyet Boyutu
Bu durumlarda yapay zekanın asli maliyetleri olan donanım ve işe özel adaptasyon maliyetleri düşerken, sağladığı çıktı artar.
Ya da senin maliyetin o kadar yüksektir ki, o işe özel yapay zeka geliştirmek büyük bir avantaj sağlar.
Analiz verileri de bunu destekliyor: Yüksek maaşlı fakat görevi büyük ölçüde bilgi işleme olan pozisyonlar, AI tarafından “destek” adı altında büyük ölçüde yeniden şekillendiriliyor.
Örneğin finans sektöründe bazı analist rollerinin %70’ten fazlası AI ile yapılabilir hale gelmiş durumda.
Üretim otomasyonu geliştikçe bu yükler robotlara devredilecektir.
Örneğin günlük asgari ücret X lira iken, bir Baxter robotunun günlük çalışma maliyeti X/50 ise ve uzun vadede robotun yaşam boyu maliyeti çıkıyorsa, dönüşüm hızlanır.
Burada Çin’in durumu önemli: Maliyet minimizasyonunu başarıyla yönetiyorlar. Kendi halkına olmasa bile, diğer ülkelere çok kısa sürede amorti eden cihazlar satarak ipi göğüslemeleri olası görünüyor.
Kısa Vadede Kim Daha Güvende?
Özellikle işçi maliyetlerinin düşük olduğu gelişmekte olan ülkelerde, işçilerin işleri kısa vadede çok risk altında olmayabilir.
Ama üretimin gelişmiş ülkelere kaymasına sebep olacağı için yine gelişmekte olan ülkelerdeki işçiler, işlerini kaybetmekten kaçamayacak.
Düşünme hızını artırmak adına:
Üretim en başta neden gelişmekte olan ülkelere kaymıştı? → Maliyet avantajı sağlanıyordu.
Bu maliyet avantajının sebepleri neydi? → Düşük işçi ücretleri, düşük seviye güvenlik önlemleri, gaddar bir hükümetin vergileri üreticiden değil üretenden tahsil etme kolaylığı.
Peki bu durumda neler olacak? → İşçi sayısı minimuma inecek, en ucuz ülkedeki işçiden daha ucuza kaliteli üretim mümkün olacak. (Zaten robot çalıştığı için güvenlik meselesi daha az önemli hale gelmiş oluyor.)
Gelişmiş ülkelerin doğal kaynaklardaki ve nükleer güçteki hegemonyası sayesinde daha ucuz elektrik maliyetleri sağlanacak. Böylece gelişmiş ülkeler, ellerindeki hazır markalarla daha da güçlenecek ve aradaki fark giderek açılacak.
Artık çok daha merkezileşmiş (her şeyin merkezinin en büyük ülkenin en büyük şehrinin en önemli mahallesi olduğu hissini çok daha fazla tadacaksınız) ve aracıların sayısının azaldığı bir senaryoda olacağımızdan, vergi sistemlerinin de eskisi gibi olmayacağına inanıyorum.
Bu kısım ilgini çekerse şu yazımı da okumanı tavsiye ederim: Value Per Kilogram for Prosperity.
Her Şeye Rağmen
Şunu çok iyi anlamak lazım: Eğer yaptığın iş, seri üretim konseptinin bir parçası olamayacak şekilde ürün üretiyor, kod yazıyor, ameliyat yapıyor, saç kesiyor veya diş tedavisi yapıyorsa yapay zeka seni hemen devre dışı bırakmaz.
Ama o işi sen değil de senin bir süre iş öğrettiğin, işi yaparken tarif ettiğin ve senin birikimine sahip olmayan biri de yapabiliyorsa (ve bu görev mesleğinin büyük bölümünü oluşturuyorsa) büyük ihtimalle başka pozisyonlara kaymak gerekir.
Başımdan Geçen Bir Olay
Yıllar önce, bir Avrupa ülkesinde bir projenin parçası olarak, fabrikalara otomasyon cihazları üreten bir firmayı ziyaret etmiştim. Firma, üretimlerinin büyük kısmını tamamen insansız yapabileceklerini gururla anlatıyordu.
Sunum yapılan salon, fabrikanın üretim alanına bakan büyük bir pencereye sahipti.
Aşağıya baktığımda üretimin tamamen insanlar tarafından yapıldığını gördüm. Sunumda aşağıyı işaret ettiğimde oluşan sessizliği hâlâ hatırlıyorum.
Ve “Eğer yaptığın iş seri üretim konseptinin bir parçası olamayacak şekilde…” tezimi o zaman düşünmeye başladım.
Eğer buraya kadar okuduysan, görüşlerini merak ediyorum.
Bana bir mail veya LinkedIn mesajı at, bu konuyu detaylı konuşalım.
Sevgiler,
Baha